Özel Güvenlik, genellikle durağan, öngörülebilir ve düşük seviyeli bir şiddet ortamında görev yapar. Görev ortamında kişilerin zarar görmesi, yaralanması ve ölümü gibi aşırı şiddet olaylarının meydana gelmesi, günlük hayatın olağan akışı içerisinde nadiren görülebilecek gelişmelerdir.
Ancak, bu ön yargıya rağmen Güvenlik Görevlilerinin sinirli müşteriler ve çalışanlarla, suçlularla veya başarısız bir suç girişiminden sonra yakalanan kişilerle aralarında çıkan sözlü tartışmaların fizikî temasa, kavgaya ve belki de silah yaralanmalarına kadar vardığı da bir gerçektir.
Bu gibi durumlarda Güvenlik Görevlileri, 5188 sayılı kanunda kendilerine tanınan yetkiler çerçevesinde, başta meşru müdafa maksadıyla olmak üzere, zor kullanmak durumunda kalabilmektedir. Ancak, hiç bir zaman unutulmamalıdır ki, güvenlik görevlilerinin çok sık zor kullanmak durumunda kaldıkları bir ortam, yanlış ve eksik yapılmış bir risk değerlendirmesine veya mevcut risklere karşın yetersiz alınmış güvenlik tedbirlerine işaret eder.
Ayrıca, kanunların verdiği zor kullanma yetkileri hem muğlak, hem de güvenlik sağlanan ortamlarda pek kabul görmeyen bir davranış tarzıdir. Bu nedenle, güvenlik görevlisinin zor kullanması baş vurulacak en son çare olmalı, hatta müdahale edilen durum profesyonelce yönetilerek şiddet seviyesi düşürülmeli ve her iki taraf için zor kullanma bir seçenek olmaktan çıkarıltılmalıdır.
Güvenlik görevlisi şiddet olaylarını nasıl yönetmelidir?
- Güvenlik görevlisi, durumu yönetmek için sırasıyla önce aklını, sonra sesini, daha sonra ellerini ve nihayet zor kullanma araçlarını kullanmalıdır.
- Şiddet olayının meydana geldiğini veya bir tartışmanın tırmanarak şiddet olayına doğru geliştiğini tespit eden güvenlik görevlisi, olay yerine gelir gelmez ortamda şiddet eğilimi olup olmadığını ve bunun derecesini anlamaya çalışır. Ortamda şiddet eğilimine işaret eden örnek emareler; ateşli, kesici, delici silahların varlığı, sinirli şekilde el-kol hareketleriyle bağırıp çağıran kişiler, tehdit ve küfür içeren konuşmalar eşliğinde itişip kakışmalar, vb davranışlardır.
Silah kullanılma ihtimali olan olaylara müdahale etmesi için kolluk kuvvetinden yardım istenmelidir.
- Olaya müdahil olunan bu ilk anlarda güvenlik görevlisi acele kararlar vermekten ve telaşlı hareketlerden kaçınmalı, durumu süratle değerlendirmeli ve şiddete kaynaklık eden problemi anlamalıdır. Şiddete kaynaklık eden problem anlaşıldığında, bu problemin ortadan kaldırılması sağlanır. Örnek; saldırgan taraf bir kişiye sinirlenmişse, bu kişinin olay yerinden uzaklaşmasını sağlamak.
- Saldırgan tarafla ilk karşılaşma anında güvenlik görevlisi sinirli ve saldırgan tutumlar takınmamalı, sakinliğini korumalı ve karşı tarafı tahrik edecek tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır. Olay yerine doğru, elinde joblarla koşan bir-kaç güvenlik görevlisi, kaba bir ses tonuyla “n’oluyo lan burada” şeklinde ifadeler kullanan güvenlikçiler, kelimenin tam anlamıyla yangına körükle gitmektedir.
- Güvenlik görevlisi, ilk karşılaşma anından olayın yatışmasına kadar karşı tarafla arasında emniyetli bir mesafe bırakmalıdır. Bu mesafe, silahsız tartışmalarda asgari 3 metre, bıçak ve kesici aletler kullanılan durumlarda asgari 5 metre olmalıdır. Ateşli silah kullanılan olaylarda ise, bu mesafe duruma göre değişecektir.
- Güvenlik görevlisi; aktif bir dinleyici olmalı ve bunu karşı tarafa hissettirmeli, rahat bir yüz ifadesiyle nezaketini koruyarak konuşmalı, karşı tarafa beyefendi, hanımefendi, gibi ifadelerle hitap etmelidir. Nezaket kurallarına uymayan, “ulan, herif, dayı, baba” gibi hitaplar, karşı taraftan tepkiyle karşılanabilir.
- Saldırgan tarafla temas devam ederken, saldırgan tarafın yakın çevrede silah olarak kullanabileceği objeler belirlenir, etrafta şiddetten zarar görebilecek kişiler ve bu kişilerin gerektiğinde emniyete alınacağı yerler belirlenir. Eğer, güvenlik görevlisinin yanında yardımcı olabilecek bir ekip üyesi varsa, bu kişi(ler), silah olarak kullanılabilecek objelerin, olaydan zarar görebilecek kişilerin ve meraklı topluluğun olay yerinden uzaklaşmalarını sağlarlar.
- Saldırgan taraf şiddetin seviyesini artırırsa, güvenlik görevlisi geri adım atabilmeli, ses tonunu yükseltmemeli ve karşı tarafı tahrik edici davranışlardan kaçınarak, teskin edici konuşmalarla diyalog ortamı yaratarak saldırgan tarafın sakinleşmesini sağlamalıdır.
- Güvenlik görevlisi, bu aşamada saldırgan tarafın hakaretine maruz kalabilir. Bunun maksadı genellikle güvenlik görevlisini zor kullanmaya teşvik ederek, hukuki bir üstünlük sağlamaktır. Ancak, güvenlik görevlisi bu durumda duygularına hakim olmalı ve tahriklere kapılmamalıdır. Duygularının kontrolünü kaybeden, durumun kontrolünü de kaybeder.
- Saldırgan taraf sakinleştiğinde, güvenlik görevlisi diyalog ortamını kalıcı kılmaya çalışmalıdır. Bu aşamada, güvenlik görevlisi saldırganın sakinleşmesini fırsat bilerek, ortamı iyice yumuşatmak için mekan değiştirmeyi sağlamalı, diyaloğa sosyal bir ortamda devam etmelidir.
- Güvenlik görevlisi, saldırganı sakinleştirmeyi başaramazsa, ilk zor kullanan taraf olmamaya özen göstermelidir. Saldırganın, güvenlik görevlisine vurmak istemesi halinde yapılacak en doğru hareket, bu hareketi savuşturmak ve emniyetli mesafeyi korumak olmalıdır.
- Güvenlik görevlisi, tüm sakinleştirici ve önleyici tedbirlere rağmen başka bir çare kalmaması durumunda, önce kendisinin, daha sonra çevredekilerin ve nihayet saldırgan tarafın can güvenliğini korumak için, ölçülü, hukukî, kanuna ve vicdani ölçülere uygun, olayı kontrol altına almaya yetecek derecede zor kullanmayı bir seçenek olarak olarak kabul etmelidir.
- Zor kullanmadan önce, saldırgan taraf bu konuda uyarılmalıdır. Bu uyarılar; kısa, ikna edici bir ses tonuyla ve açık bir şekilde yapılmalıdır.
Güvenlik görevlisi zor kullandıktan sonra ne yapmalıdır?
- Zor kullanma neticesinde yaralanan veya sakatlanan kişilere acil ilk yardım ve sağlık hizmeti sağlanmalıdır.
- Olay tespit raporu hazırlanmalı ve bu raporda, yaşanan durum, zor kullanmaya sebep olan olaylar ve sonuçları tüm ayrıntılarıyla anlatılmalıdır.
Zor kullanmanın aşağıdaki şekilleri güvenlik görevlisinin başını derde sokabilir
- Karşı taraftan şiddet ve direniş görmeden doğrudan zor kullanmak,
- Orantısız şiddet kullanarak yaralanmalara, sakatlanmalara ve hatta ölümlere neden olmak,
- Zor kullanmayı bir cezalandırma şekli olarak görmek,
- Zor kullanma sonrasında yaralananlara ilk yardım hizmeti sağlanmasını ihmal etmek veya önlemek,
- Karşı tarafın şiddet kullanmayı terk etmesine rağmen zor kullanmaya devam etmek,
- Karşı tarafı şiddet kullanmaya veya direniş göstermeye tahrik ederek, zor kullanmaya uygun bir ortam yaratmak,